Türkiye’nin en köklü yol koşularından biri olan Büyük Atatürk Koşusu, bu yıl 90. kez Ankara sokaklarını adımlayacak. 1936’dan bu yana kesintisiz şekilde düzenlenen ve Atatürk’ün Ankara’ya gelişini simgeleyen koşu, 28 Aralık Pazar günü saat 11.00’de Dikmen Keklikpınarı’ndan başlayacak ve Eski Ankara Garı önünde sona erecek. Tanıtım toplantısı Ankara’da geniş bir katılımla gerçekleştirilen etkinlikte, sporun birleştirici gücüne ve Cumhuriyet değerlerine vurgu yapıldı. Koşu, her yaştan sporcuyu bir araya getirerek bir gelenekten daha fazlasını yaşatmayı hedefliyor.
90 Yıllık Gelenek, Cumhuriyetin Nabzı
İlk kez 1936 yılında, bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ün izniyle düzenlenen koşu, o günden bu yana her yıl aralıksız şekilde Ankara’da yapılıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelişini simgeleyen bu anlamlı etkinlik, artık sadece bir spor müsabakası değil, aynı zamanda bir tarih bilinci, bir toplumsal hafıza anı olarak da kabul ediliyor. Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Dr. Ahmet Karadağ’ın da altını çizdiği gibi, bu koşu "rekabetten önce centilmenliği, dereceden önce emeği, sonuçtan önce inancı" temsil ediyor.
Spor, Kültür ve Cumhuriyet Değerleri Aynı Parkurda
90’ıncı Büyük Atatürk Koşusu tanıtım toplantısı, Türk Hava Kurumu Müze ve Paraşüt Kulesi’nde düzenlendi. Türkiye Atletizm Federasyonu (TAF) Başkanı Dr. Ahmet Karadağ’ın yanı sıra, THK ve Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile birçok kurum temsilcisi toplantıya katıldı. Koşunun, elit atletlerden amatör katılımcılara, çocuklardan yaşlılara kadar geniş bir yelpazede herkese açık olması, organizasyonu bir halk buluşmasına dönüştürüyor. Parkurun son yıllarda daha erişilebilir, güvenli ve sürdürülebilir hale getirilmesi de dikkat çeken noktalar arasında.
Koşuya Gönül Verenler Unutulmadı
Başkan Karadağ, konuşmasında yalnızca sporculara değil, organizasyonun her adımında emeği olan tüm paydaşlara teşekkür etti. Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan Ankara Valiliği’ne, emniyet ve sağlık birimlerinden gönüllülere kadar geniş bir destek ağıyla gerçekleşen bu dev etkinlik, kolektif bir emeğin ürünü. Karadağ, “Her bir koşucu, Atatürk’ün izinden yürüyen bir gönül neferidir,” diyerek etkinliğin sadece bir yarış değil, aynı zamanda bir duruş olduğunu vurguladı.