Buz Pateni

Yusuf Miraç Uludağ ile EYOF 2025 Zaferinin Ardındaki Hikâye

EYOF 2025’te kazanılan Türkiye’nin ilk short track takım madalyasının perde arkasını Yusuf Miraç Uludağ ile konuştuk. Disiplin, emek ve ekip ruhu bu hikâyede.

Gürcistan’ın Bakuriani kentinde düzenlenen Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali (EYOF) 2025, Türk short track tarihi açısından unutulmaz bir dönemeç oldu. Karma 2000 metre bayrak yarışında mücadele eden Yusuf Miraç Uludağ, Berat Efe Dal, Derya Karadağ ve Nisa Nur Fidan’dan oluşan Türk takımı, 2:55.823’lük derecesiyle bronz madalya kazanarak bu branşta Türkiye’ye ilk Olimpik takım madalyasını getirdi. Biz de bu tarihi başarının ardından takımın önemli bir parçası olan Yusuf Miraç Uludağ ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Hem bu unutulmaz yarışı hem de sporculuk yolculuğunu samimi bir dille anlattı.


🗣️ Röportaj: Yusuf Miraç Uludağ ile EYOF 2025 Zaferinin Ardındaki Hikâye

Öncelikle seni tanıyalım. Nerede doğdun, şu anda hangi okulda eğitim alıyorsun?
Yusuf Miraç Uludağ:
Erzurum’da doğdum, 10 Şubat 2010 doğumluyum. Şu anda Erzurum Final Fen Lisesi'nde okuyorum. Sporu ve eğitimi birlikte yürütmeye çalışıyorum, kolay değil ama ikisi de hayatımın vazgeçilmezi.


Aileni biraz tanıyalım. Kaç kardeşsiniz, ailede seni kimler destekliyor?
Yusuf Miraç Uludağ:
Üç kardeşiz, diğer iki kardeşim üniversite öğrencisi. Ailem bu süreçte en büyük güvencem oldu. Özellikle babam ve annem her zaman sonuna kadar yanımda oldular. Ne olursa olsun desteklediler, motive ettiler. Bu yolda onların emeği benim için çok kıymetli.


EYOF 2025’te tarihi bir başarı elde ettiniz. Madalya geldiği an neler hissettin?
Yusuf Miraç Uludağ:
Bittiğinde hepimiz birbirimize baktık, sessizlik oldu. Ekrana baktık ve derece açıklanınca çığlıklar, sarılmalar… Buzun üstünde o an yaşadıklarımız anlatılamaz. Bu başarıyı dört kişi birlikte elde ettik: Berat, Derya, Nisa ve ben. Her birimiz elimizden gelenin en iyisini verdik. Takım olmak, birbirine güvenmek bu işin en önemli kısmıydı.


Takım arkadaşlarından da bahsettin, biraz daha açabilir misin? Aranızdaki uyum nasıldı?
Yusuf Miraç Uludağ:
Müthiş bir uyumumuz vardı. Berat Efe Dal, yarış stratejisinde çok sağlamdı, dengeliydi. Derya Karadağ startta inanılmaz hızlı, yarışı ateşli başlatıyordu. Nisa Nur Fidan ise teknik olarak çok güçlü ve buzda bizi dengede tutan kişiydi. Biz sadece antrenman değil, birçok duyguyu da birlikte yaşadık. Bu madalya ekip çalışmasının karşılığı.


Böyle bir başarı büyük bir antrenman disiplini gerektiriyor. Nasıl hazırlanıyorsunuz?
Yusuf Miraç Uludağ:
Tabii ki de madalya emek olmadan olmaz. Haftada yaklaşık 12-13 antrenman yapıyoruz. Buz çalışması, kuru antrenman, esneklik, kondisyon hepsi dahil. Bu madalyada hocalarımın, ailemin ve sevdiklerimin çok büyük katkısı var. Özellikle babama ve anneme minnettarım. Hep yanımdaydılar.


Yarış sonrası sosyal medyada yayılan selfie çok konuşuldu. Onun hikâyesi neydi?
Yusuf Miraç Uludağ:
O an çok spontane gelişti. Yarış bitti, madalya açıklandı, biz zaten sevinçten uçar gibiydik. Dedim ki “Bir selfie çekelim.” Telefonu tuttum, herkes gülümsedi. O karede yaşadığımız duygular buz gibi netti. Şimdi o fotoğrafa her baktığımda aynı heyecanı yaşıyorum.


Okul ve sporu birlikte yürütmek zor değil mi? Nasıl başa çıkıyorsun?
Yusuf Miraç Uludağ:
Zor ama imkânsız değil. Zamanı iyi kullanmak çok önemli. Öğretmenlerim bana hep destek oluyor. Kamp dönemlerinde eksik kalan derslerimi tamamlıyorum. Spor bana disiplin kazandırdı, bu sayede okulda da daha planlıyım.


Türkiye'de short track sporu için bu madalya ne ifade ediyor?
Yusuf Miraç Uludağ:
Bu madalya bir başlangıç. Türkiye artık short track’te sadece yarışan değil, kazanan ülke de olabilir. Bu başarıdan sonra altyapıdaki sporculara daha çok fırsat tanınacaktır. Genç arkadaşlarımız bu başarıyı görüp motive olacaklar. Artık “neden olmasın” değil, “sıradaki biziz” diyoruz.


Senin kişisel hedeflerin neler? Bizi gelecekte nerelerde göreceğiz?
Yusuf Miraç Uludağ:
Bireysel olarak dünya gençler şampiyonalarında madalya kazanmak istiyorum. Uzun vadede ise en büyük hedefim olimpiyatlar. Ama her şeyden önce disiplinli kalmak, gelişmeye devam etmek. Her yarış yeni bir tecrübe.


Bu yolda ilerlemek isteyen genç sporculara ne söylemek istersin?
Yusuf Miraç Uludağ:
Vazgeçmeyin. Zorlandığınız anlar olacak ama sabır her şeyin ilacı. Takımınıza güvenin, antrenörlerinize inanın. Bu buzun üstü bazen sert ama sonunda madalya gibi çok güzel anılar bırakıyor. Herkesin kendi hikayesini yazma şansı var, yeter ki başlayın.